Doğum kontrol yöntemleri, ülkemizde maalesef çiftler tarafından sıkı bir şekilde takip edilmiyorlar ve bu nedenle pek çok aile, sürpriz çocuklarla karşı karşıya kalabiliyor. Bunu sadece hiç bir doğum kontrol yöntemi uygulamamak olarak da algılamamak gerek. Zamanı geçmiş spirallerin kullanımına devam etme, kondom kullanırken dikkatsizlikler gibi doğum kontrol yöntemlerinin kullanımlarına dair sıkıntılar da maalesef sık rastlanılan durumlar arasında.
Doğum kontrol yöntemlerinin hangilerinin nasıl olduklarına geçiş yapmadan önce, ilk olarak bu yöntemlerin genel halk sağlığı üzerindeki etkilerine bir göz atalım.
Doğum kontrol yöntemlerinin çok sayıda faydası bulunuyor ve bu faydalar hem sağlık yönünden hem de ailenin geleceği bakımından oldukça önemli hale gelebiliyorlar. Bunları kısaca bir listelemek gerekirse;
Doğum kontrol yöntemleri, ilerleyen tıbbın da etkisiyle, çok farklı dallara ayrıldılar ve bunların en az bir tanesi çiftlerin tercih ettikleri seçenekler arasında bulunuyor. Genel olarak doğum kontrol yöntemlerini geri dönüşümü olan ve olmayan seçenekler olarak ikiye ayıracağız ve bunların altındaki seçenekleri değerlendireceğiz.
Erkeğin cinsel organının baş kısmına takılan kondomlar, %90’ları aşan gebelikten koruma oranlarına sahipler ve gebelikten korunmanın yanında cinsel hastalıkların geçmesine de engel olabilmeleri sayesinde genel sağlık için de en iyi koruma yöntemleri arasındalar. Kondom kullanımı günümüzde her ne kadar genellikle evli olmayan erkekler tarafından tercih edilse de, evli çiftlerde de zaman zaman daimi doğum kontrol yöntemi olarak kullanılabiliyor.
Vajinal diyafram ve kadın kondomu ise prezervatifin bir nevi kadın versiyonu olarak tanımlanabilir. Her iki koruma yöntemi de vajinaya bir bariyer uygulama esasına dayanır ancak bu ürünlerin spermisid adlı sperm öldüren jellerle birlikte kullanılmak zorundadırlar. Aksi taktirde diyaframın çıkarılma anında istenmeyen gebeliklere sebep olunabilir. Bu yöntemin hastalıklardan koruma düzeyi ise erkek kondomuna göre birazcık daha düşüktür.
Doğum kontrol haplarının içerisinde östrojen ve progesteron hormonları bulunur ve kutu içerisindeki her hapın belli bir günde kullanılması gerekir. Bu haplar, kadının yumurtlama döngüsünü bastırarak gebeliklere engel olurlar ve dolayısıyla ek bir korunma yöntemine gerek bırakmazlar. Ancak hormon destekli bir korunma yöntemi olmaları sebebiyle, bilhassa aşağıdaki rahatsızlıklara sahip olanlar için doktorlar tarafından genellikle önerilmezler:
Bu rahatsızlıklar doğum kontrol haplarından etkilendikleri için bu doğum kontrol yönteminin uygulanmasına engel oluyorlar ancak doğum kontrol haplarının rahim ve yumurtalık kanseri riskinde azalma, adet düzensizliklerinde azalma, rahim enfeksiyonlarından koruma, kemik erimesi riskini azaltma gibi çok sayıda faydaları da bulunuyor. Fakat çok uzun vadeli kullanımlarda rahim iç duvarında incelme gibi sıkıntıların da görülebildiğini belirtelim.
Progesteron hormonu enjeksiyonu da doğum kontrol hapının bir benzeri koruma yöntemi ancak bu enjeksiyonları aylık veya 3 aylık süreçlerde kas içine iğne şeklinde alabiliyorsunuz. Etkileri ise genel olarak haplardan farklı değil.
İzmir cilt altı implantlar da düzenli olarak hormon salgılayan koruma yöntemleri arasındalar ve yaklaşık olarak 5 yıl boyunca aktif koruma sağlıyorlar. Ancak kilo artışı ve vücutta sıvı toplanması gibi yan etkileri biliniyor.
Hormonlu ve hormonsuz olarak iki çeşidi bulunan spiraller, rahim ağzından içeri yerleştiriliyorlar ve rahim içerisinde T şeklinde bir şekle sahip olarak spermlerin tüplere erişmesine engel oluyorlar. Genellikle bakırlı ve hormonsuz hali kullanılsa da, adet kanaması çok ve düzensiz olan hastalarda hormonlu tipler de tercih edilebiliyor. Ancak hormonlu tiplerin doğum kontrol haplarında olduğu gibi progesteron salınımı yaptıkları da unutulmamalı.
Spiraller 5 ila 10 sene arasında aktif koruma sağlıyorlar ve bu süreçte kadının herhangi bir çaba göstermesi de gerekmiyor. Fakat bazı kadınlarda ağrılar, kanamalar ve enfeksiyonlar gibi yan etkiler olabildiği için spiral kullanımına son vermek gerekebiliyor.
Kadınlarda spermlerin yumurtaya ulaşmak için kullandıkları tüplerin cerrahi olarak bağlanmaları sayesinde gebelik neredeyse %99’un üzerinde bir başarı ile engellenebiliyor ve daha sonra hiç bir işlem yapmaya gerek kalmıyor. Fakat bu tüp bağlatma işlemi, tüplerde yapışmaya neden olduğu için, gelecekte çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin maalesef doğal yollardan gebelik elde etme şansı da kalmıyor çünkü bağlanan nokta açılsa bile tüplerin izledikleri yol tahrip oluyor.
Fakat bu yöntemi uygulatmış olsanız bile normalde biraz daha düşük ihtimalli olsa da tüp bebek tedavisinden faydalanma şansınız devam ediyor.
Testislerdeki spermlerin sperm haznesine aktarılmasını sağlayan tüplerin bağlanmaları ve yakılmaları ile uygulanan bu yöntemin de geri dönüşüm imkanı bulunmuyor. Son senelerde tüplerin yeniden açılmaları ile kısıtlı bir miktarda başarı yakalanabilse bile, genellikle erkekler bu işlem sonrasında da doğal yollardan kadını gebe bırakamıyorlar. Ancak tüp bebek tedavisinde de bu yöntemin büyük zorluklar çıkardığını es geçmemek gerekiyor çünkü spermlerin toplanması için testis aspirasyonu adlı yöntemin uygulanması gerekiyor.
Yüzyıllar önce uygulanan bazı izmir doğum kontrol yöntemleri, günümüzde artık ciddi birer yöntem olarak dahi kabul edilmiyorlar ve bu nedenle uzmanlar tarafından da pek önerilmiyorlar.
Erkeğin cinsel ilişki esnasında tam boşalmadan önce cinsel organını dışarı çıkardığı ve dışarıya boşaldığı bu yöntem, oldukça düşük bir koruma oranına sahip. Çünkü tam bir boşalma meydana gelmese bile maalesef penisin ucundan ilişki sırasında çıkan az miktardaki sıvı içerisinde de spermler mevcut ve bu spermlerin rahimde ilerleme ihtimalleri var.
Kadının adet döngüsünü takip ederek yumurtlamanın olmadığı zamanda cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanan bu yöntem, hem yumurtlama düzenindeki bir değişiklik ile etkisiz hale gelebiliyor, hem de rahimde bir kaç gün yaşayabilen spermlerin tehdidine karşı pek güvenli değil. Bunun yanında, hesaplama hataları, sınırlandırılmış cinsel ilişki gibi zorluk çıkarıcı pek çok etkiye de açık bir yöntem olduğunu belirtmek gerekiyor.
Ertesi gün hapları, kesinlikle ama kesinlikle bir gebelikten korunma yöntemi değiller. Bu haplar, taciz ve tecavüz gibi istenmeyen gebeliklere karşı üretiliyorlar ve mağdurların gebe kalmaları önleniyor. Ancak sürekli olarak korunmasız cinsel ilişkiye giren ve bu hapları kullanmaya alışmış olan kadınlar, maalesef gelecek senelerde pek çok rahim ve üreme sistemi rahatsızlığına gebe oluyorlar. Bu yöntem, çok gerekli haller haricinde kesinlikle önerilmiyor.